31 Mart 2008 Pazartesi

Domain (Alan Adı) Nedir ?

Domain(alan adı), internette yer almak için sahip olmamız gereken kimlikdir. Yani alan adları web sitemizin adı ve adresidir. Bu adres olmadan ziyaretçiler sitemize ulaşamazlar.
IP Adresi

İnternet üzerinde tanımlı olabilmek için Internet Protocol (IP) numarasına ihtiyaç duyulur.Bu na IP Adresi denilmektedir. İnternet üzerindeki her bilgisayarın bir IP adresi vardır. Çünkü bilgisayarlar birbirlerine bu IP adresleri üzerinden bağlanırlar. Domain adı ise bu IP adresinin daha anlaşılır bir görüntüsüdür.Yani hatırlanması daha zor olacak numaralardan oluşan IP adresleri yerine bu adrese karşılık gelen domain isimleri kullanılarak istenilen adrese kolayca ulaşılır.

Alan adları mümkün olduğunca kolay ve hatırlanabilir olmalıdır. Akılda kalıcı, uzun olmayan alan adları, çok sayıda ziyaretçinin sitenize ulaşabilmesini sağlar.

Domain adınızın; hizmet verdiğiniz sektör, sattığınız ürün veya mesleğiniz gibi unsurları içeren bir isimden oluşması da, yapılan aramalar sonucunda sitenizin bulunmasına büyük katkı sağlayacaktır.

DNS (Domain Name System)

Domain Name System yani domain isimlendirme sistemi denilen DNS, IP adresleri ile alan adı arasındaki bağlantıyı kurmak amacıyla geliştirilmiş bir sistemdir. Bu sayede kullanılması pek pratik olmayan IP adresleri ile kolay anlaşılabilir domain isimleri ilişkilendirilmiş olur.

DNS sayesinde IP adresinin hangi bilgisayara bağlı olduğu ve sitenin yeri belirlenir ve istediğiniz yere ulaşırsınız.

Domain Uzantıları

Domain uzantıları web sitelilerini yapılma amaçlarına göre özelleşmesi için kullanılırlar. Bu uzantılar şu şekildedir.

com : Ticari kuruluşlar için
net : Çalışma alanı internet olan kuruluşlar için
org : Dernekler, Organizasyonlar için
gov : Devlet kuruluşları için
edu : Eğitim kuruluşları için
mil : Askeri kuruluşlar için
ac : Akademik kuruluşlar (Bazı ülkelerde karşılığı .edu dur)
tv : Tuvalu adlı bir ülkeye ait domain uzantısıdır. Televizyon kanalları tarafından rağbet görmektedir.

Türkçe Domain İsimleri

Domain isimlerinde türkçe karakter kullanabilmeyi sağlayan bir yeniliktir. Bu sayede domain isimlerinde türkçe karakterler ı,ş,ğ,ü,ö,ç içeren alan adlarıda kullanılabilmektedir.

Türkçe dil desteği olan web tarayıcısı ve ve türkçe dil paketi yüklü olan bir bilgisayardan ve dünyanın her yerinden kullanılabilecek bir sistem olması avantaj olmakla beraber, e-posta sistemlerinin henüz yaygın destek sağlamaması sonucu mail gönderme konusunda bazı sorunlar yaşanması muhtemeldir.

Alt Domain

***.firmaadi.com şeklinde alabileceğiniz, ana domaine bağlı fakat farklı bir hesap yaratabileceğiniz domainler anlamına gelmektedir.

Örn: http://forum.interanaliz.com

Alıntıdır...

Nasıl PR4 yada PR5 Olunur ?

Şimdi bir çok PR li domain sattığımı görüyorsunuz biliyorsunuz.
Bir çok arkadaş msn den gelip nasıl Pr kazanılır diye sorunca ufak bi açıklamayı gerekli gördüm...
Elimden son 1 yılda 1000 den fazla domain geçmiştir. (PR4 ve üstü)
Ama 1 tane domaini alıp PR4 yapmışlığım yok.. Hiç uğraşmadım..
Fakat bu elimden geçen domain sayısına ve tecrübelerime dayanarak sizlerin yaptığı ciddi bir hatada uyarı da bulunmak istedim..

Şimdi siz ne yapıyorsunuz? Bir siteniz var diyelim. Gidip 1000 lerce link değişimi yapıyorsunuz. geneli PR-0-1-2 ... aradan gidip bi kaç tane PR-5-6 alıyorsunuz. Gelecek PR-5 gözüküyor oh ne ala diyorsunuz ama sonuç fos çıkıyor. Domain hala PR-0 yada PR-1 ..

Neden ?

Çünkü o aldığınız PR-0-1-2 kalitesiz linkler sitenize zarar veriyor. aldığınız 1000 linkin 10 tanesi banlandı diyelim.. 100 tanesinde de site kapandı .. diğerlerinden bazıları arasıra ulaşılamaz.. bazıları adult.. bazıları *****.. Google senin siten hakkında ne düşünür? Bu adamlar bunu tavsiye ediyorsa bundan bişi olmaz der...

Doğrusu ne Peki ?

az ama öz link.. Bir tane PR6 link aldığınız düşünelim.. Ama öyleki bi sonraki güncellemede de PR değerini korusun.. öyleki site hiç kapalı olmasın ve sizin link hiç silinmesin.. sitede tamamen yasal olsun. Böyle bi PR-6 siteden link alırsanız sonuç ne olur ? Tek PR-6 linkle ?
PR-4 olursunuz.. Hatta PR-5 olanlar var. Tek PR-6 ile.

Nasıl olur demeyin. Eski satışlarıma bakın.. Domanin tek bi PR-6 Edu backlinki var .. ama bi çok güncellemedir PR-5.. neden? çünkü link aldığı site sürekli PR-6.. sürekli açık... tamamen yasal..

Bazıları diyor ki sağlam bi PR-5 domain aldık.. sonra PR-2 oldu? neden çünkü adam gitmiş link değişimi yapmış.. kaliteli referansları olan siteye kalitesiz referanslar eklenmiş..

Neymiş efendim benim 20k backlinkim var, ama pr3 sün, 20k backlinkin olsa ne olur? Bi tane PR6 backlink yeter bana...

Düşün ki senin sitenin 100 bin tane backlinki var... Ama PR3, bende gittim bi tane PR-9 backlink aldım.. sonuç ne ? kim karlı? (PR9 link 1000$)

Derler ki Google backlink satılmasına karşı.. Yoo değil.. google benim aldığım reklama neden karışsın ki ben reklam olduğunu belirtmişsem? Google ın en çok sevineceği şey benim sitemden para kazanmamdır. ben kazanacam ki param olacak harcayacam reklam alacam Google da para kazanacak. Google neden kendi bindiği PR dalını kessin?

Toparlarsak az link al öz link al.. Link aldığınız sitede sağlam olsun... PR-4 olursun, yoksa gelecek PR5 lere bakıp hep PR1 kalırsın...

Yazar: Pagan <=|=> Orjinal Metin: R10

Cep telefonu olmayanlar azınlık olacak


Dünya'da bu yıl ilk kez cep telefonu olanların sayısının olmayanların sayısını geçeceği bildirildi.

BM'ye bağlı Uluslararası Telekomünikasyon Enstitüsü'nün (ITU) aylık dergisinde yer alan bir yazıda, "bu yılın başlarında nüfus içinde cep telefonu kullanımı oranının yüzde 50'ye ulaşmasının beklendiği" bildirildi.

Bu, 3.3 milyardan fazla kişinin cep telefonu sahibi olması anlamına geliyor.

ITU, cep telefonu hizmeti veren şirketlerden alınan bilgilere dayanan bu rakamlarda, birden fazla cep telefonu olanların fazla telefonlarının dikkate alınmadığını ve kimi şirketlerin kendi abone sayılarını abartmış olabileceğini bildirdi.

Gelişmekte olan ülkelerde cep telefonu sahibi olanların sayısının hızla arttığı, yalnızca Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'de geçen yıl 1 milyar kişinin cep telefonu olduğu kaydedildi.

2000'de, dünya nüfusunun yalnızca yüzde 12'sinin cep telefonu vardı.

10 dolarlık cep telefonları

2008 yılında küresel telekomünikasyon sektörüyle ilgili tahminlerde bulunan Deloitte TMT Bölümü, telekomünikasyon sektöründe 2008 yılında görülecek 9 önemli olayı tahmin etti.

İşte Deloitte'in 2008 yılı için 9 önemli telekomünikasyon öngörüsü:

-Mortgage krizinden sonra iletişimin bazı alanlarında kriz olasılığı var ama işletmeciler için tehlike olmayacak hatta fırsatlar söz konusu

-10 dolarlık cep telefonları piyasaya çıkacak

-Eski avlar yeni avcılar olacak: 2008 yılında birleşme ve satın almalar devam edecek

-GPS ucuzlayacak

-Telekom sektörü gençliğe yatırım yapmaya devam edecek

-Yeni teknolojiler ve yeni iş modelleri pazara hızla girmeye devam ederken, geleneksel teknolojiler yaşamlarını sürdürmeye devam edecek

-Mobil iletişimin ve mobil data transferini %70’i binaların içinden gerçekleştirilecek

-İletişimde yaşanan ve şiddetle talep olunan hız artışları ciddi bir sorgulamadan geçecek ve iş planı sağlıklı olmayan hız artırılmasına dönük yatırım planları durdurulacak

-Sayısal iletişim daha da hacim kazanacak, çeşitlenecek, canlanacak ve önemli hale gelecek

Kaynak : www.cnnturk.com

Avea ve TTNet'ten ADSL kampanyası

Avea'nın, TTNet ile birlikte şirketlere yönelik olarak ADSL kampanyası yürüttüğü bildirildi.

Avea'dan yapılan yazılı açıklamada, ofislerine ADSL almak isteyen şirketlere yönelik olan kampanya süresince Şirketim, Ekstra, Tümİş veya Tümİş kurumsal tarifelerinden 3 ve üzeri yeni kurumsal Avea hattı alan şirketlerin, ihtiyaçlarına en uygun ADSL paketini seçerek özel TTNet indirimlerinden ve Avea'nın avantajlarından faydalanabileceği kaydedildi.

Verilen bilgiye göre, 1 Şubat - 31 Mart 2008 tarihleri arasında geçerli olacak kampanya kapsamında TTNet, aylık paket ücretlerinde indirimler sunarken, Avea müşterileri bu indirimlerden 3 ay daha fazla süre ile yararlanabilecek.

Bir harf için bir milyon dolar ödediler

İngiltere'deki bir seyahat şirketi, internette bir alan adının, yani adresin tek harfine 1 milyon dolar ödedi.

İngiliz şirketi bir Alman seyahat şirketinden "cruises.co.uk" alan adresini tam 560 bin sterline (1,1 milyon dolar) satın aldı.

Aslında İngiliz şirketinin "cruise.co.uk" adlı başka bir adresi vardı. Dolayısıyla kendi adresinin sonuna sadece bir (S) harfi ekleyebilmek için tam 1,1 milyon dolar ödemiş oldu.

İngiliz şirketin sözcüsü Seamus Conlon, internetteki en büyük arama motoru Google.com'da yapılan aramalarda cruises.co.uk'un hep birinci, cruise.co.uk'un ise ikinci geldiğini belirtti.

Conlon, "birinci sıraya yerleşmek ve büyüyen okyanus gemi gezileri işinden aslan payını kapmak için yeni adresi almak gerekli bir adımdı" dedi.

Rusya, "Yıldız Savaşları"na karşı

Rusya ve Çin, uzayda silahlanmanın yasaklanması için uluslararası antlaşma önerisinde bulundu.

Rusya, yeni bir silahlanma yarışına ve Soğuk Savaş döneminin yeniden başlamasına neden olabileceği gerekçesiyle, uzaya silah yerleştirmenin yasaklanmasını önerdi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Pekin ve Moskova'nın hazırladığı öneride, uzaya silah yerleştirilmesinin yasaklanması ve uydulara veya uzay araçlarına karşı tehditlerin önlenmesinin öngörüldüğünü ifade etti.

Lavrov, Cenevre'de düzenlenen Silahsızlanma Konferansında yaptığı konuşmada, "Bir ülke tarafından uzaya silah yerleştirilmesi kaçınılmaz olarak zincirleme bir tepkiye neden olacak. Bu da hem yeryüzünde, hem de uzayda yeni bir silahlanma yarışı sarmalı haline gelir" dedi.

Nükleer silahlanmanın 40 yıl süren devasa malzeme artığına ve kaynak israfına neden olan Soğuk Savaş dönemini başlattığını belirten Lavrov, "Tarihi tekrarlatmaya değer mi?" diye sordu.

Tasarıda Çin'in de imzasının bulunduğunu belirten Lavrov, "Uzayda silahlanmanın engellenmesi konferans gündeminde bulunuyor; artık ciddi çalışmanın vaktidir..." diye konuştu.

Rusya ile ABD arasındaki ilişkiler, ABD'nin "Yıldızlar Savaşı" planını yeniden gündeme getirerek ve yeni füze kalkanı sistemi geliştirme planları yüzünden son yıllarda giderek gerginleşti.

Moskova, Washington'u, eskiden Sovyetler Birliği ile aynı blokta olan ülkelere bu füze kalkanı sisteminin bir bölümünü yerleştirme planı nedeniyle sık sık eleştiriyor.

Nükleer ve kitle imha silahlarının uzaya yerleştirilmesi 1967 yılında imzalanan uluslararası anlaşmayla yasaklanırken, Washington'un planları bazı ülkeler tarafından endişeyle karşılanıyor.

Silahsızlanma ile ilgili konferansta son 10 yılda hiçbir konu üzerinde uzlaşı sağlanamadı.

30 Mart 2008 Pazar

Toshiba'nın yeni robotu ApriPoko


HD DVD teknolojisini geri çekmek durumunda kalan Toshiba firması tüm zamanını ve enerjisini daha değerli yeni projelerine harcıyor.

Bu projelerden biri robotlarla ilgili. Toshiba'nın ApriPoko ismini verdiği bu robot aslında çok heyecanlandıran özelliklere sahip değil.

Açıkçası sadece sesle kontrol edilebilen bir uzaktan kumanda. Görsel açıdan tatminkâr olan Apripoko küçük boyutlarıyla yanında olduğunuz sürece sizin davranışlarınızı izliyor ve onun nasıl kullanılacağıyla ilgili sorularınızı yanıtlıyor.

Infrared bir cihaz olan bu küçük robot sinyallere ve hareketlere karşı duyarlı. Sizin hareketlerinizden sonuç çıkartıp "Şimdi ne yapmak istiyorsun" gibi sorular sorabiliyor.

Sizin "TV'yi kapat" demenizle birlikte anında televizyonu kapatabiliyor. Henüz geliştirme aşamasında olan ApriPoko, tamamlanıp satışa sunulacağı günü bekliyor.

İletişimde servis hizmetinde kıyasıya rekabet

Türkiye'de hızla gelişen mobil iletişim sektörünün servis hizmetlerindeki rekabeti, ''konuşma''nın ötesine geçti. Abonelerine mobil yaşam tarzı sunmaya çalışan GSM operatörleri, katma değerli servislerini geliştirerek öne geçmeye çalışıyor.

Operatörler, eğlenceden habere, spordan müziğe, sohbetten mesajlaşmaya kadar pek çok içeriğe sahip katma değerli servis hizmetinde müşterilerine çeşitlilik sunmak için kıyasıya rekabet ediyor.

GSM operatörleri, Türkiye'de katma değerli servislere olan ilgiyi dikkate alarak bu hizmetleri şirket bünyesinde ayrı bir çatı altında toplarken, sabit operatör olan Türk Telekom da rekabete katıldı.

Katma değerli tüm ürün ve servislerini Turkcell "turkcell-im", Vodafone Türkiye "Vodafone Live!", Avea ise "Avea BiDünya" çatısı altında topladı.

Kullanıcılar, bilgi, eğlence, müzik, oyun ve mesajlaşma gibi farklı alanlara ayrılarak sunulan katma değerli servisler ile birçok bilgiye internet üzerinden ulaşabiliyor, şarkı, oyun ve video görüntüleri indirebiliyor.

Aboneler, internet, müzik ve mesajlaşma servislerine büyük ilgi gösteriyor. İçerik satışlarının önemli bir bölümünü oluşturan müzikte aboneler, en çok yerli pop şarkılarını tercih ediyor. Arabesk de, tercih edilen diğer bir kategoriyi oluşturuyor. Maç ve şans oyunları sonuçları, en çok sorulan soruların başında geliyor.

Turkcell-im'in eğlence, bilgi ve interneti bir araya getiren 6 kategorisi bulunuyor. Sevilen sanatçılardan şarkılar, melodiler, oyunlar, filmlerden, dizilerden "en komik", "en eğlenceli videolar", Turkcell Süper Lig takımlarının tüm golleri, cep telefonlarını kişiselleştirmek için en güzel duvar kağıtları gibi birçok servis söz
konusu.

Günlük yaşamda ihtiyaç duyulan resimli ve videolu haberler, trafik durumu, hava durumu, anlık döviz, İMKB bilgileri ve günlük burç yorumu gibi servisler de yer alıyor.

Avea BiDünya kapsamında 100'den fazla katma değerli servis bulunuyor. Avea, Ringa, Baskonuş, Blackberry, Müzikİndir, RenkliSMS, NeşeliMesaj ve MobilVizyon servisleri sunuyor.

Vodafone Türkiye ise, katma değerli servisleri abonelerine SMS, IVR ve WAP platformları üzerinden ulaştırıyor.

Vodafone'un eğlence ve bilgi portalı Vodafone Live!'de toplanan bu servisler müzik, oyun, haber ve spor gibi alanlarda günlük yaşam için gereken bilgi servislerinden oluşuyor.

Turkcell-im'den 1 milyon içerik

Turkcell Katma Değerli Servislerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cenk Serdar, katma değerli servisler alanında 200'ün üzerinde iş ortakları bulunduğunu, "cep interneti" turkcell-im'in, 34,8 milyon abonesi olan Turkcell tarafından müşterilerinin tek bir adresten tüm katma değerli Turkcell servislerine kolayca ulaşımını sağlamak için hazırlandığını ifade etti.

Serdar, faaliyete geçtiği Eylül 2006'dan Eylül 2007'ye kadar Türkiye'nin yaklaşık 7'de birinin mobil internet kullanmasını sağlayan turkcell-im'in, 1 milyon içeriği Türkiye'de kullanıcısıyla buluşturduğunu, geçen bir yıllık süreçte zengin içeriği ve kullanım kolaylığıyla mobil internetin yaygınlaşmasında ve pazarın gelişiminde itici bir güç olduğunu söyledi.

Müşterilerin turkcell-im'den Google'a bağlanarak doğru bilgiye her an her yerden ulaşabildiğini, cep telefonları üzerinden Facebook'a ulaşarak her yerde iletişim içinde bulunabildiğini ifade eden Serdar, abonelerine sundukları teletıp çözümleri, MobilEKG, KimAramış, Güvenlik GPRS Alarm/GPRS Güvenlik Kamerası, Cep Trafik, Mobil Pazarlama, Turkcell Mobil İmza, Turkcell Mobil Cüzdan, video, fotoğraf paylaşım ve saklama sitesi turkcell-im benim, Windows Live Messenger ve İnternet Uygulamaları'nın yanı sıra kurumsal müşterilerin kullanımı için sundukları çözümler de bulunduğunu anlattı.

Turkcell katma değerli servisler bölümünde 98 kişinin çalıştığını ifade eden Serdar, 2007 sonu itibarıyla SMS dahil katma değerli servislerden yararlanan tekil kullanıcı sayısının 34 milyon olduğunu, turkcell-im'in bugüne kadar 10,1 milyon tekil kullanıcıyı mobil internetle buluşturduğunu anlattı.

Serdar, Eylül 2007 sonu verilerine göre turkcell-im'in 85 milyon kez ziyaret edildiğini, Eylül 2006-Eylül 2007 döneminde turkcell-im'den toplam 14,2 milyon içerik indirildiğini, aynı süre içinde wap.turkcell-im.com.tr'de 895 milyon sayfa görüntülendiğini kaydetti.

Mevcut kullanıcıların yanı sıra Eylül 2007'ye kadar turkcell-im'i ilk defa ziyaret eden aylık ortalama 510 bin kullanıcı olduğunu belirten Serdar, turkcell-im'de 75 binden fazla Türkçe şarkı bulunduğunu, Müzik'te ve ÇalarkenDinlet'te en çok Türkçe pop & rock içeriklerinin tercih edildiğini ifade etti.

Avea'dan 2,5 milyon adet içerik indirildi

Avea Katma Değerli Servisler (VAS) Direktörü Ayşegül Ceyda Yıldırım da, abonelerin, Avea BiDünya servislerini WAP, WEB, SMS, IVR ve *100# gibi farklı erişim kanallarından kullanabildiğini, son dönemde en çok tercih edilen servislerin başında WAP, Mobilvizyon ve Müzikİndir'in geldiğini ifade ederek, geçen yıl abonelerinin yaklaşık 4,5 milyonunun WAP kullandığını söyledi.

Yıldırım, WAP kullanan abonelerin, cep telefonlarından internet kullanmayı, özellikle müzik, video, logo-melodi ve oyun gibi içerikleri cep telefonlarına indirmenin yanı sıra istedikleri bilgiye anında ve her yerden ulaşabilmek, araştırma yapmak, e-postalarını düzenli kontrol etmek, gazete okumak, haber, hava-durumu ve maç sonuçlarına ulaşmak gibi nedenler için tercih ettiğini kaydetti.

WAP ve SMS, IVR ile *100# gibi diğer erişim kanallarını kullanan abonelerin geçen yıl cep telefonlarına toplam 2,5 milyon adet içeriği AveaBiDünya servislerinden indirdiğini belirten Yıldırım, en çok tercih edilen içeriklerin Ringa olduğunu, tanıtımından bu yana söz konusu serviste 4 milyonun üzerinde üyelik işlemi gerçekleştiğini kaydetti.

En çok yüklenen şarkıların arabesk ve pop tarzı olduğunu ifade eden Yıldırım, Avea abonelerinin, internet ve müzik servislerinin yanı sıra mesajlaşma servislerine de yoğun ilgi gösterdiğini, gelişmiş özellikli cep telefonlarının artması ile MMS kullanımına yönelik ilginin hızla arttığını, MMS kullanımının son bir yılda yüzde 100'ün üzerinde artış kaydettiğini bildirdi.

HediyeMMS servisi sayesinde abonelerin renkli ve eğlenceli MMS'leri cep telefonlarına ücretsiz indirerek yakınları ile paylaştıkları için özellikle yılbaşı, bayram ve Sevgililer Günü gibi özel günlerde kişiler arası MMS kullanımının normal günlerin 2,5 katına çıktığını bildiren Yıldırım, bu yılın başında Yeni Nesil MSN Messenger (Windows Live Messenger) servisini abonelerinin kullanımına sunduklarını hatırlattı.

Yıldırım, mobil TV servisi olma özelliği taşıyan MobilVizyon ile Avea abonelerinin, yaygın EDGE kapsaması sayesinde 3G'yi beklemeden cepte televizyon keyfini yakalayabildiğini, kullanımı giderek artan servisin içeriğinde canlı TV kanalları, İstanbul, Ankara ve İzmir'in önemli yollarındaki canlı trafik kameraları, hisse senedi bilgileri, video klipler ve sinema fragmanları gibi eğlence içeriklerinin yer aldığını kaydetti.

Normal televizyonda olduğu gibi diziler ve maçların MobilVizyon'da da en çok izlenen programlar olduğunu, programlara ve maçlara yönelik tanıtım yapılan günlerde günlük izleyicisi sayısının 10 bine ulaştığını belirten Yıldırım, HazırCevap servislerine en çok sorulan sorular arasında, şans oyunları, maç ve iddia sonuçları ile sözcüklerin Türkçe ya da yabancı dillerdeki karşılığının yer aldığını söyledi.

Kullanım için ön kayıt alınmaya başlanan Avea Mobil İmza ile Avea abonelerinin, diledikleri anda elektronik imza atabileceğini ve işlemlerini güvenle gerçekleştirebileceğini kaydeden Yıldırım, "Avea, katma değerli servisler alanında sürekli yeni servisler sunmaya devam edecek" dedi.

Vodafone Türkiye'de astrolojiden diyet bilgilerine...

Vodafone Türkiye yetkilileri ise, abonelerinin Vodafone Live! üzerinden en yeni şarkıları, "en komik sesleri" ve "en eğlenceli resimleri" cep telefonlarına indirebildiğini veya sevdiklerine hediye edebildiğini, aksiyon, macera, bulmaca ve strateji konularında hareketli ve renkli oyunlara bu platformdan erişebildiğini söyledi.

Yetkililer, kısa süre önce hizmete giren LookAtMe! video servisiyle abonelerin, çektikleri videoları servise ücretsiz yolladığını ve videoların LookAtMe! sayfalarında izlendikçe kontör, YTL ya da dakika kazandığını, sporla ilgilenen abonelerin de son skorlar, son dakika spor haberleri, futbol, basketbol ve Formula 1 spor dünyasını Vodafone Live! sayfalarından kolayca takip edebildiğini anlattı.

Vodafone'un, bu hizmetlerin yanı sıra astrolojiden diyet bilgilerine, şans oyunları sonuçlarından kültür sanat etkinliklerine kadar pek çok konuda aboneleri Vodafone Live! sayfalarında bilgilendirdiği, iş ortakları vasıtasıyla ve iş ortaklarının kendi markaları ile de müzik, oyun ve canlı sohbet gibi çeşitli katma değerli servisleri abonelerine ulaştırdığı kaydedildi.

Aboneler tarafından en çok tercih edilen servislerin haber, spor, fal, müzik, oyun abonelik ve canlı sohbet olduğunu belirten yetkililer, en çok yerli müzik ve pop kategorisinin tercih edildiğini ifade etti.

Genç mucitler muzun DNA'sını çıkardılar

Arı Okulları öğrencileri, bilim projelerini bu yıl dokuzuncusu düzenlenen ''Bilim Şenliği''nde sergilediler.

Şenlikte, Lise ve Fen Lisesi öğrencilerinin hazırladığı 32 fen bilimleri, 7 matematik, 4 tarih, 3 coğrafya, 8 felsefe ve 6 edebiyat olmak üzere toplam 60 proje sergilendi.

Okulun Fen Bilimleri Zümre Başkanı Nilgün Melkuç, öğrencilerin rehber öğretmenler eşliğinde hazırladıkları projelerle yaratıcılıklarını arttırma fırsatını yakaladıklarını ve bu yolla bilimi yalnız öğrenmediklerini, aynı anda ürettiklerini de ifade etti.

Projelerin hazırlanmasında üniversitelerin de desteğini aldıklarını anlatan Melkuç, projelerin Çankaya Üniversitesi ve ODTÜ'lü akademisyenler tarafından değerlendirileceğini belirtti. Melkuç, şenliğe katılan projelerden bazılarının da TÜBİTAK'ın proje yarışmasına katılacağını bildirdi.

Genç mucitlerin icatları

Fen Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi tarafından tasarlanan ve şu an sadece düzlük arazide hareket edebilen "4 Ayaklı Metal Algılayıcı Robot", metalle karşılaştığında ses ve ışık olarak tepki verebiliyor. Robot TÜBİTAK'ın proje yarışmasına katılacak.

Bir çanağın üzerine bir kenarı 2 santimetre olan yüzlerce kare ayna yerleştirilerek oluşturulmuş "Güneş Mangalı" isimli proje, fosil yakıtlara alternatif bir enerji kaynağı olmayı hedefliyor. Aynalardan yansıyan güneş enerjisini odakta toplayan projede, yiyeceklerin pişmesi için gerekli 81 dereceye ulaşılmış. Öğrenciler, mangalda istenilen her şeyin pişebileceğini belirtiyor.

Hacettepe Üniversitesi DNA Bankası Laboratuvarı görevlilerinin yardımıyla DNA İzolasyonu ve DNA Bankası projelerini oluşturan öğrenciler ise insan DNA'sının yanı sıra muzun da DNA'sını çıkarmayı başardılar.

Felsefe dalında yarışan "TV Şiddeti Özendiriyor mu?" isimli projede ise öğrenciler, 9 yaşında 95, 13 yaşında 68 öğrenci arasında anket uyguladılar. Ankete katılanların yüzde 57'sinin kendilerine ait televizyonu bulunduğunu tespit eden öğrenciler, bazı kız çocuklarının "Selena", bazı erkek çocukların da "Gaffur" ve "Burhan" gibi karakterlerin yerinde olmak istediklerini ortaya koydular.

"Türkiye'de Deprem" isimli projeleriyle şenliğe katılan öğrenciler ise binaların temellerine yeni bir mühendislik tasarımı sunuyor. Buna göre, temellere kat sayılarına göre yerleştirecek yapay küre düzenekleri, binayı sarsıntı anında denge konumuna getirecek.

"Manyetik Alanın Bitki Üzerine Etkisi" konulu projede ise mıknatıs gibi manyetik alanların yakınında bulunan bitkilerin daha hızlı büyüdüğünü ortaya koyan öğrenciler, tarımda hızlı üretim için kullanılan kimyasalların yerine mıknatısların kullanılmasını öneriyorlar.

Kaynak : www.cnnturk.com

Telekomünikasyonculardan YouTube tepkisi


Görüntü paylaşım sitesi YouTube'nin engellenmesiyle ilgili sektör derneklerinden yapılan ortak açıklamada, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı gibi kurumların görev ve sorumlulukları gereği mahkemelerin aldığı kararları uygulamalarından ötürü eleştirilmeleri ve itham edilmelerinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı bildirildi.

Bilgi Güvenliği Derneği (BGD), Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği (MOBİSAD), Telekomünikasyon ve Enerji Hizmetleri Tüketici Hakları ve Sektörel Araştırmalar Derneği (TEDER) ile Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneğinden (TÜTED) oluşan sivil toplum kuruluşları tarafından, görüntü paylaşım sitesi YouTube'ya erişimin engellenmesiyle ilgili "internet yaşamdır" başlıklı ortak bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, bireylerin sosyal hayatlarının, birbirleriyle olan iletişimlerinin sınır ve seviyelerinin yasalar, toplumsal değerler ve ahlaki kurallarla çizildiği vurgulanarak, şöyle denildi:

"Tüm basılı ve görsel yayın organları ile olduğu gibi interneti kullanmak suretiyle de kutsal sayılan değerlerimizi ve/veya toplum olarak önemsediğimiz değerlerimizi tahrip etmeye dönük içerikleri hazırlamak ve paylaşmak, gerginlikleri artırabilmekte ve toplumsal barışı etkileyebilmektedir.

Bu nedenle, kimse, bu içerikleri hazırlamak ve halkın kolayca erişebileceği açık bir ortamda yayınlamayı özgürlük kisvesi adı altında değerlendirmek ve toplum psikolojisindeki muhtemel etkilerini umursamamak lüks ve imtiyazına sahip değildir."

Açıklamada, yasaların bu eyleme teşebbüs eden ve bunlara aracılık eden kişi ve kurumlara karşı ilgili yayının engellenmesi hakkındaki hükümlerinin "son derece isabetli ve açık" olduğu belirtildi.

Yasalar çerçevesinde yargının aldığı kararları yerine getirmek üzere yetkili ve sorumlu kılınan kurumların da belli olduğunun altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu kapsamda Telekomünikasyon Kurumu, yargının aldığı engelleme ve kapatma yönündeki kararları uygulamaktan sorumlu kılınan kurumdur. Yasal yetki ve sorumlulukların ötesinde, söz konusu sitelerin kapsadıkları ülkelerin toplumsal değerlerine karşı gereken hassasiyeti gösterme sorumlulukları vardır.

Bu konuda duyarsızlık sergileyemezler. O firmaların aslında kolay bir şekilde sağlayabilecekleri yayın öncesi denetimi yapmamaları, bu yayını hazırlayan ve gönderenlerin fiillerine göz yummaları demektir."

"Kapanması yerine ilgili sayfaya erişimin engellenmesi daha doğru"

Söz konusu yayın engellemelerine muhatap olan video paylaşım sitesinin basın açıklaması yaparak, engellemeye neden olan içeriklerin içerik politikalarına aykırı olduklarını tespit ettiklerini ve yayından kaldırdıklarını, benzer durumların yaşanmaması için ilgili kurumlarla işbirliği içinde olacaklarını belirttiği hatırlatılan açıklamada, şu görüşler aktarıldı:

"Sadece bu açıklamanın bile, sorumlu kılınan kurumların ilgili yasalar çerçevesinde görevlerini yerine getirerek ne kadar isabetli davrandıklarını ortaya koymaya yettiğini düşünüyoruz. Hiç şüphe yok ki, bir içerikten dolayı milyonlarca sayfalık bir sitenin kapanması yerine ilgili sayfaya erişimin engellenmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Ancak ilgili sitelere tümüyle erişimin engellenmesi kararlarının, bu web ağlarının hızla işbirliğine giderek söz konusu içerikleri yayından kaldırmalarında ve gerekli iç denetim mekanizmalarını oluşturarak kalıcı çözüme ulaşılmasında etkili olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Öte yandan bir hukuk devleti olan ülkemizde Telekomünikasyon Kurumu gibi kurumların görev ve sorumlulukları gereği mahkemelerin aldığı kararları uygulamalarından ötürü eleştirilmelerinin ve itham edilmelerinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını belirtmek istiyoruz."

Açıklamada, hiçbir özgürlük ve serbestliğin, toplumsal değerlere veya kişisel hak ve özgürlüklere saldırı hakkını vermeyeceği ifade edilerek, "İnternet yaşamdır, yaşam saygı ve toplumsal ortak değerlerin paylaşımıdır" denildi.

Robotların kıyasıya dövüşü


Tokyo'daki Korakuen Stadyumu, güreş müsabakası yerine bu kez robotların dövüşüne sahne oldu. Yarışmacılar, yılda iki kez yapılan Robo-One Şampiyonası'na özel dizayn edilmiş robotlarıyla katıldılar.

Japon çocukların bir animasyon filmi izler gibi ilgi gösterdikleri robot dövüşleri reality şovları andıran görüntülere sahne oldu.

Etkinliğe katılan robotlar şampiyona için özel olarak biçimlendirildiler. Ortaçağ prensinden kübik şekle kadar 112 farklı robot şampiyonluk için mücade etti. Finale ağırsiklet ve hafifsiklete toplam 45 robot kalabildi.

Hafifsiklette Güney Koreli Jeon Young Sun'un yaptığı Teakwon-V isimli robot şampiyon olarak sahibine 10 bin dolar kazandırdı. Mühendis olan Sun, "Japonlar'ın gelişmiş robot teknolojisini görmek için iyi bir şanstı.

Bazıları Güney Kore'nin teknolojisinin yetersiz olduğunu söylüyor, ancak ben hiç de öyle olmadığını gösterdim. Biz teknolojimizi geliştirdik ve her geçen gün daha da ilerliyoruz, Japonlar'la mücadele edebilecek hale geldik" diye konuştu.

Ağırsiklette ise Naoki Maru adlı Japon mühendisin "King Kaiser" isimli robotu zafere ulaştı.

Japonya, dünyadaki robotların yüzde 40'ını barındırıyor. Amatör ya da profesyonel çok sayıda kişi robot bilimiyle uğraşıyor. Bu sektörde ciddi paralar dönüyor ve ideal robotu oluşturabilmek için fazlasıyla enerji harcanıyor.

468x60 Reklam Bannerları











Alıntıdır...

29 Mart 2008 Cumartesi

Skytürk'te alt yazı hatası






Resim de Skytürk’ün ’Sivil Toplum Örgütleri’ yazacağı yerde ’Sığır Toplum Örgütleri’ yazdığı görüldü. :)

R10 Rezilliği

R10 da link değişimi yaptığım bir konu yüzünden bannlanmışım.
Bannlanma sebebine yazdıkları yazıda; "fake domain ile link degişimi yapmak yasaktır."

Acaba fake domain ne demek?Fake pryi duymuştum ama fake domaini ilk defa duyuyorum.

Konunun resmi, domain de bu www.7q4.net.

Edit: Durumu leet nickli admine bildirdim inceleyecek.
Haksızlığa asla gelemem, haklı olarak bannlansam sesimi bile çıkarmazdım.
Tekrar edit: leet isimli sembolik admin ilgileneceğini söylemişti kaç gün oldu daha ilgilenecek, neyse zaten bugün bannım kalkacak 05-04-2008, 12:00 PM .Belki r10da sözü geçmiyordur.

28 Mart 2008 Cuma

IBM Z10 bin 500 Bilgisayar Gücünde


IBM, 1500 bilgisayarın işini tek başına yapabilen yeni bir anabilgisayar geliştirdi. Z10 aynı sayıda makineden yüzde 85 daha az yer kaplayarak, yüzde 85 daha az enerji tüketerek ve yüzde 100 daha fazla performans gösteriyor.
IBM’in anabilgisayar modeli Z10’da 4 çekirdekli, 64 adet işlemci bulunuyor.
IBM’in yeni modeli Sistem z10, 1500 bilgisayarın işini yaparken, bunu aynı sayıda makineden yüzde 85 daha az yer kaplayarak, yüzde 85 daha az enerji tüketerek ve yüzde 100 daha fazla performans göstererek gerçekleştiriyor. Büyük kurumların yükü gittikçe artan veri Güncel Teknoloji Haberlerimerkezlerine yüksek verimlilik getirmek için tasarlanan Sistem z10, bin 500 sunucu için gerekecek yazılım lisanslarını da konsolide ederek 30’a 1 oranında azaltıyor.
Sistem z10 ile birlikte bir anabilgisayarda ilk defa 4 çekirdekli işlemci kullanılıyor. 64 adet işlemcili Sistem z10, Linux, XML, Java, Websphere ve pek çok Servis Odaklı Mimari (SOA) tabanlı projeyi çalıştırabiliyor. Sistem z10, 1.5 terabyte’a kadar yükseltilebilen sunucu başına hafıza imkanıyla, büyüyen iş ihtiyaçlarına karşılık veriyor. Sistem z10, aynı anda milyonlarca kullanıcıya hizmet verebiliyor.
Yeni sunucunun, 5 yılda ve 5 binden fazla araştırmacının ortak çalışmasıyla geliştirildiğini anlatan IBM Türk Sistem ve Teknoloji Müdürü Oral Tuntaş, şöyle konuştu:
“Sistem z10 üzerinde çalışan IBM Rational Business Developer yazılımı, System z10 müşterilerine üretim süreçlerini kısaltmada yardımcı oluyor. Yazılım aynı zamanda mevcut COBOL tabanlı uygulamaların web servislerine dönüştürülmesini sağlıyor. Host Access Transformation Services (HATS) ise anabilgisayar uygulamalarına cep telefonu ve PDA araçlarla ulaşılabilmesini mümkün kılıyor.”

İnsanüstü Görme Gücü - Dijital Lens Geliştiriliyor


Washington Üniversitesinde geliştirilen bu lensler şu an için sadece tavşanlar üzerinde denenmiş ve hiç bir yan etki göstermediği görülmüş.
Üniversitenin kendi açıklamasına göre bu lensler şimdilik insan üstü zoom özellikleri kazandırmasa da kullanım alanları olarak sürücülerin trafikteki diğer araçlarla ilgili hız bilgilerinin ya da hava şartlarının direk göze yansıtılması işlevinde veya oyun sektöründe kullanılabileceğini söylüyorlar.


Bunun dışında yolda yürürken direk olarak internette sörf yapabilme imkanından da bahsetmişler. Lensin içinden nano büyüklükte tel kablolar geçirildiği için inorganik olmasına rağmen üzerinde denenen tavşanlarda 20 dakika boyunca hiç bir yan etki göstermemiş. Sokakta Terminator gibi gezen insanlar görmemize az kaldı gibi.

Dünyanın En Küçük Bilgisayarı Fujitsu Lifebook U1010S


Dünyanın en küçük kişisel bilgisayarı olarak dizayn edilen Fujitsu Lifebook U1010S, Hindistan'da yapılan tanıtımla dünyaya tanıtıldı.
63 gram ağırlığı ve bir dosya kağıdı büyüklüğündeki bilgisayarın hedef kitlesi çok sık seyahat eden pc kullanıcıları...
Firma yetkilisine göre; bilgisayarın hem optik okuyucusu hem de ana belleği var...

“Dünyada var olan A4 boyutlarındaki en hafif pc’ye sahibiz. Bu ürünün tanıtımı ve gelişmesine katkıta bulunuyoruz. Ağırlık olarak çok hafif. Aynı zamanda “Port kopyalayıcısına” sahip. “Port replikatörü ( kopyalayıcı )” ile aynı zamanda kendi optik disk sürücüsüne sahip olabilirsiniz ve böylece hiçbir veri kaybolmadan hem optik disk hemde hard diskiniz olur.”

Akıllı Gözlük Smart Goggle

Japon bilimadamları uzaktan kumada ile idare edilen ve ev içerisinde kaybedilen hertürlü eşyayı anında bulmaya yarayan sihirli bir gözlük geliştirdi.
'Smart Goggle' adı verilen gözlük, üzerine yerleştirilen kamera ile kaybolan eşyalarınızı bulmanıza yardımcı olur.
Anahtar, cep telefonu gibi saatlerce arayıp bir türlü nereye koyduğumuzu bilemediğimiz durumlarda Smar Goggle devreye giriyor. Her türlü aleti hemen bulmamızı yarayan bu gözlüğü takan kişi, baktığı herşeyi kaydeden kamera sayesinde aletlerin isimlerini tek tek anons ederek hafızasına kaydediyor.
Hafızaya kaydedilmiş olan bu eşyaların koybolması halinde arayan kişinin bu cisimlerin ismini sadece kameraya yerleştirilmiş olan mikrofona fısıldaması yeterli oluyor.
Japon bilimadamları tarafından bulunan sihirli gözlüğün, yeni objeleri tanıyan ve tanımlayan dünyadaki en gelişmiş yazılım olduğu düşünülüyor.
Ürünün modeli, tanıtım için piyasaya çıkarılmış olmasına rağmen çok büyük ve ağır olduğu için günlük kullanım için ne kadar kullanışlı olacağı şimdilik belli değil.
Kaynak : www.teknoportal.gen.tr

Symbio Hem İnternet Radyosu Hem de VoIP Telefon


Symbio hem internet-radyosu hem de VoIP telefon görevi gören bir cihaz. Sıra dışı tasarıma sahip kablosuz internet-telefonu, HD-Sound sayesinde yüksek ses kalitesi sunacak. Cihazın renkli bir ekranı var ve RSS Güncel Teknoloji Haberleribeslemelerini yönetebiliyor. Thomson'a göre telefon ile 12 saate kadar konuşma yapılabiliyor.

Symbio dect telefon ilk başta farklı tasarımıyla dikkat çekiyor. İçi boş, neredeyse çizim izlenimi uyandıran yapısı hassas tercihlere hitap ettiğini kanıtlıyor.


Bunun yanında ürünün gelişmiş mobil özellikleri var. İnternete bağlanabilme özelliğiyle web sitelerinin RSS kaynaklarını okuyabilen telefon LCD ekrana sahip. Telefon HD ses desteğiyle kaliteli ses oluşumu sağlıyor. SMS gönderebilme ve okuyabilme özelliği, İnternet radyolarını dinleyebilme, 6 saat konuşma süresi dikkat çeken özellikleri arasında.


Entegre internet-radyosu ise istasyonları WLAN ile algılıyor, yani bir PC'ye ihtiyacı var. Cihaz altı saate kadar müzik keyfi sunuyor.


Thomson Symbio 21 x 45 x 55 cm ebatlarında ve toplam 300 gram ağırlığında. 230 Dolar fiyat etiketine sahip olan telefon 2008'in üçüncü çeyreğinde piyasaya sürülecek.

TTNet ADSL Kullanıcılarını Uyardı

Türk Telekom yetkililerinden alınan bilgiye göre, internetin yaygınlaşmasıyla Türkiye genelinde kullanımı giderek artan Güncel Teknoloji HaberleriADSL bağlantısının ortak kullanılması durumunda aboneler çeşitli risklerle karşı karşıya kalabiliyor. ADSL internet bağlantısının başkalarıyla paylaşıldığı durumlarda internet üzerinden işlenebilecek herhangi bir suçta birinci derecede abone sorumlu tutuluyor.
ADSL bağlantısı paylaşımının yasal olmadığını, internet bağlantısını yavaşlattığını bildiren yetkililer, bu konuda denetimlerinin devam ettiğini, ADSL hattını paylaştığı belirlenen abonelerin sözleşmelerinin tek taraflı iptal edileceğini kaydettiler.
Bu arada, Türk Telekom'un internet servis sağlayıcısı TTNet tarafından hazırlanan broşürde, ADSL aboneleri, ADSL modemlerini şifreyle kullanmaları, şifrelerini kimseye söylememeleri konusunda uyarılıyor.Bu konuda alınması gereken önlemlerle ilgili bilgi verilen broşürde,abonelerden, kablolu veya kablosuz ADSL modemi üzerinden internetbağlantılarını kesinlikle paylaşmamaları isteniyor.
Broşürde şu önerilerde bulunuluyor:
"ADSL aboneliğiniz esnasında size verilen ilk şifreyi, ilk kullanımda kolay tahmin edilmeyecek bir şifre ile değiştirin. Kendi güvenliğiniz için ADSL kullanıcı adı ve şifrenizi kesinlikle başkalarına söylemeyin. Kablosuz ADSL modem kullanıyorsanız başkalarının kablosuz ağ üzerindeninternet bağlantınızı kontrolünüz dışında kullanmasını önlemek amacıyla ADSL modeminizin şifreleme özelliğini mutlaka aktif duruma getirin."

Facebook'un açıklarını bulan Türk öğrenci


Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Elektrik-Elektronik Bölümü birinci sınıf öğrencisi Buğra Ayan, hiçbir karşılık beklemeden, Türk internet sitelerindeki güvenlik açıklarını tespit edip, ilgilileri uyarıyor.

Ayan, 1989 yılında Erzurum'da doğduğunu ve Erzurum Fen Lisesi'ni bitirdikten sonra geçen yıl KTÜ Elektrik - Elektronik Bölümü'nü kazandığını söyledi.

Üniversite sınavına girene kadar bilgisayarda sadece oyun oynadığını belirten Ayan, sınava girdiği günün akşamı, internet üzerinde çalışmalara başladığını anlattı.

Kurduğu kendi internet sitesinin güvenliğini güçlendirmek için başka internet sitelerinin güvenlik önlemlerini incelemeye başladığını, böylece bu sitelerin güvenlik açıklarını tespit etmeye başladığını ifade eden Ayan, "Yaptığım çalışmaları hem kendi internet sitemde hem de http://www.haber61.net/ sitesinde kamuoyu ile paylaşıyorum. Amacım, Türk internet kullanıcısının güvenli ve huzurlu bir ortamda hareket etmesini
sağlamak" dedi.

Bulduğu güvenlik açıklarıyla ilgili raporları aralarında bazı üniversitelerin de bulunduğu kurumlara bildirdiğini anlatan Ayan, şöyle konuştu:

"Bu sitelerin güvenlik konusunda neler yapmaları gerektiğini sadece kendilerine söylüyorum. Türkiye'de özellikle bir üniversitenin internet sitesinde büyük güvenlik zafiyeti var. Buradan bilgilere çok rahatlıkla ulaşılabilir. Bu konuda çalışmalar yapıyorum. Yaptığım uyarılar sonucu onlarca site güvenlik önlemlerini arttırdı. Hatalarını düzeltti"

"Facebook düzeltti ama"

Çalışmaları sırasında sosyal paylaşım sitesi Facebook'un güvenlik açıkları ve bu açıklardan nasıl başkalarının özel alanlarına girilebileceğini belirlediğini ifade eden Ayan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Facebook'taki bu açıkların doğurabileceği tehlikeleri site yetkililerini bildirdim. Açıklar sayesinde, 'arkadaşlarınızın arkadaşlarının' özel bilgilerine girilebileceğini veya adres çubuğunda yapılacak küçük değişiklikler yasaklı olmasına rağmen fotoğraflarına
bakabileceğini anlattım.

İsteyen herkesin, engelli de olsa istediği kişinin fotoğraflarına ya da özel bilgilerine ulaşmasının imkanı olduğu ve bunları kullanabileceğini örneklerle gösterdim. Konuyla ilgili Facebook yetkilileri bana mail gönderdi. Uyarılarımızdan sonra güvenlik önlemlerini arttırdılar. Fakat sitede ben yine bazı açıklar buldum. Bu açıkların da kapatılmasını bekliyorum."

Bazı programlar üzerinde de çalıştığını belirten Ayan, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) verilerini kullanarak, "TC Kimlik No Yaz Adres Bul" adlı adres arama programı oluşturduğunu söyledi.

Bu adres bulma programının kendisinin bulduğu bir şey olmadığını ifade eden Ayan, "Ben bunu sadece kullanılabilir bir hale getirdim. YSK'nın veri tabanını kullanarak çalışıyor bu program. Ben bunu kullanabilir hale getirdikten sonra bir hafta içinde programı 100 bin kişi indirdi. Her 3 saniyede bir kişi programı indiriyor" diye konuştu.

"SESAME" geleceğe ışık tutacak

Türkiye'ninde aralarında olduğu 10 ülkeden 48 enstitünün katılımıyla, güney Avrupa denizlerindeki 50 yıllık ekosistem değişikliğini belirlemek ve gelecek yarım asırlık süreçte ise olabilecekleri belirlemek amacıyla yürütülen çalışmanın ikinci etabı başladı.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Fiziksel Oşinografi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Özsoy, Güney Avrupa Denizleri Ekosistem Değişimlerinin Değerlendirilmesi ve Modellenmesi (SESAME) Projesinin, Avrupa Birliği Entegre Projesi olduğunu söyledi.

Projenin adını, Karadeniz ve Akdeniz'in birlikte oluşturdukları Avrupa, Afrika ve Asya kıtaları arasında yer alan medeniyetin beşiği olan denizlerden aldığını belirten Özsoy, 2007'de başlayan ve 4 yıl sürecek olan projeye İsrail, Yunanistan, Fransa, Tunus, İtalya, Romanya, Rusya,Bulgaristan, İspanya ve Türkiye'den 40 enstitünün katkı sağladığını ifade etti.

Özsoy, tüm ülkelerde eş zamanlı sürdürülen çalışmanın Türkiye ayağını Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün gerçekleştirdiğini belirterek, "R/V 2 BİLİM Gemisi ile 2007 yılında ilk bölümü tamamlanan çalışmanın bu yılki bölümüne devam ediliyor" dedi.

Bu yılki çalışmanın ilk ayağının tamamlandığını belirten Özsoy, şöyle konuştu:

"Çalışmalarımızda, denizlerin mevcut ve iklim değişimi koşullarındaki ekosistem davranışlarının incelenmesi, gelecekteki durumlarının öngörülebilmesi, balıkçılık, turizm ve ekosistem kararlılığı gibi büyük toplumsal değer taşıyan mal ve hizmetlerin nasıl etkileneceğinin ortaya konulabilmesi hedeflenmekte.

Bu amaçla tüm geçmiş veriler yeniden değerlendiriliyor, yoğun bir veri toplama programı ile Akdeniz ve Karadeniz basenlerinin tümünde eş zamanlı, belli kıta sahanlığı ve boğazlardaki süreçler için özel kapsamlı deniz çalışmaları yapılıyor.

Bu bölgelerin tümü ve her biri için ayrı ayrı model öngörüleri geliştirilirken, sonuç olarak incelenen deniz alanlarını geçmiş 50 yıllık değişimi ile ilerideki 50 yıllık olası değişimleri, sosyo-ekonomik sonuçları, gözlem ve öngörüler düzleminde sorgulanıyor.

"Araştırmalar olumlu mesaj vermiyor"

Özsoy, SESAME projesi kapsamında 2008 yılı Mart-Nisan ve Ağustos-Eylül aylarında yapılacak eş zamanlı araştırma seferlerine Türkiye'deki oşinografi (okyanus ve denizleri inceleyen bilim dalı) biliminin yerleşmesi ve gelişmesinde büyük katkıları olan, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi merhum Prof. Dr. Ümit Ünlüata adının verildiğini bildirdi.

Batı ve doğu Akdeniz, batı ve doğu Karadeniz kıta sahanlıkları, Cebelitarık, Sicilya boğazları ve Türk boğazlarında çok yönlü veriler elde edilecek bu seferlerdeki incelemelerde deniz suyu örneklerinin yanı sıra, atmosfer örneklerinde de fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişkenlerin ölçümlerinin yapılacağını anlatan Özsoy, şöyle konuştu:

"Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz'i kapsayan R/V 2 BİLİM Gemisi'nin seferlerinde 7'si yabancı olmak üzere toplam 20 bilim adamı görev alıyor.

Akdeniz'de bugüne kadar gerçekleştirilmiş en geniş kapsamlı bu araştırmada, R/V 2 BİLİM Gemisi ile R/V Mare Nigrum (Romanya), R/VShikmona (Israil), R/V Akvanavt (Rusya), R/V Akademik (Bulgaristan) gemileri açık denizde buluşacak ve ortak istasyonlarda karşılaştırmalı ölçümler yapılacak.

Modern oşinografinin imkanlarının kullanıldığı bu projenin sonunda, planktonlar (hareket yeteneği akıntıya bağımlı olancanlılar) ve balıklar dahil tüm ekosistemin, fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak ortak özellikleri çıkarılacak."

Özsoy, geçmiş dönemlerde yapılan incelemelerin de ekosistemde bazı değişikliklerin yaşandığını ortaya koyduğunu, gelecekte bu olumsuzlukların izlerinin derinleşeceğini gösterdiğini söyledi.

Ekosistemdeki değişimin yavaş yavaş olduğu için insanların farkına varmakta zorlandığını anlatan Özsoy, "Ancak maalesef ekosistemde bir değişme var. Bu değişim yapılan bilimsel incelemelerde tek tek ortaya çıkıyor.

Nüfus yoğunluğuna bağlı olarak fosil yakıt kullanımından kaynaklanan küresel ısınma, çevre kirliliğinden kaynaklanan değişimler bize çok iyi şeyler söylemiyor.

Örneğin balık türleri azalıyor, göç eden canlı türleri var, bazı canlı türleri yok olmuş ve olmaya devam ediyor. Tüm bunlar bize gelecek açısından olumlu mesajlar vermiyor."

50 yılın fotoğrafı çekilecek

Araştırmada görevli ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Cemal Gücü de küçük parçalar halinde yapılan çalışmaların bir araya getirilmesiyle geçmiş 50 yıllık süreçteki değişimin fotoğrafının ortaya çıkacağını söyledi.

Bu çalışmanın, gelecek yarım asra da ışık tutacağını belirten Gücü, şunları kaydetti:

"2010'da sona ermesi öngörülen proje, bir anlamda gelecek süreç için tedbirler alınmasını sağlayacak. Fosil yakıt kullanımına bağlı küresel ısınma, çevresel etkiler ve aşırı avcılık ekosistemi öldürüyor.

Bunların önlenmesi için radikal kararlar alınmalı. Örneğin, fosil yakıt kullanımının en aza indirilmesi gerektiği bizim verebileceğimiz en önemli mesaj olacak. Ancak, dramatik sonuçlar yaşanmadan bu mesaj yerine ulaşmayacaktır."

Kaynak : www.cnnturk.com

TÜBİTAK'tan "bilim merkezi" çağrısı

TÜBİTAK Başkan Vekili Prof. Dr. Nüket Yetiş, bilim merkezlerinin her yaştan insanı bilimle buluşturduğunu belirterek, ''Amacımız, toplumda bilimsel yaklaşımı hayat tarzı haline getirecek bir merak ve heyecan duygusu uyandırmaktır'' dedi.

TÜBİTAK Bilim ve Toplum Daire Başkanlığının "bilim merkezi" kurulması projesi destek çağrısına ilişkin bilgilendirme toplantısı, TÜBİTAK Başkanlık binasında yapıldı. Toplantıya, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, bazı büyükşehir belediye başkanları, valiler ve sanayi odalarının temsilcileri ile diğer ilgililer katıldı.

Nüket Yetiş, proje çağrısından önce 4,5 yıl dünyadaki bilim merkezlerini taradıklarını ve buralardan dersler çıkarmaya çalıştıklarını belirterek geldikleri noktada çağrıya çıkma kararı aldıklarını ifade etti.

Yetiş, şöyle konuştu:

"Büyükşehirlerimizden hangisi bu işe en hazırsa o konuda birlikte yola çıkalım. Benim iyimser tarafım, kaynak sorunlarını da halledebilirsek 'hangisi' belki 'hangileri' haline gelebilir ama biz şu anda herkese eşit mesafedeyiz. Bu işi en hızlı yapanlar tabii ki biraz öne geçecekler. Amacımız, üç ya da beş yıl sonra burada olan on altı şehrimizin temsilcileri liderliğinde on altı ilimizde de bilim merkezlerinin yerel özellikleriyle birlikte ve birbirleriyle iş birliği içinde hayata geçirilmiş olması."

Bilim merkezlerinin bir müze olmadığını söyleyen Yetiş, "Bu merkezlerin bir boyutunda da araştırmanın bulunması gerekiyor. TÜBİTAK olarak biz her türlü desteğe hazırız" diye konuştu.

Yetiş, toplantıda TÜBİTAK'ın, "bilim merkezi" kurulması konusunda proje destek çağrısına ilişkin yaptığı sunumda ise "Günümüzde bilimsel ve akılcı bir yaklaşım, sadece bilim insanlarının işi değil, iyi bir yurttaş ve dünya vatandaşı olmanın önemli koşullarından biridir" dedi.

Bilimsel tavrı özümsemenin ve hayatın her alanında uygulamanın gerekliliğini anlatan Yetiş, "İyiyi ve doğruyu hedefleyerek gözlem yapabilmeli, sorgulayabilmeli, deneyebilmeli ve eleştirerek sonuca ulaşabilmeliyiz" diye konuştu.

TÜBİTAK'ın, Türkiye'nin hak ettiği uygarlık seviyesine erişmesinin, bilimsel düşünce ve bilimsel yaklaşımı toplumun hayat biçimi haline getirmesiyle mümkün olabileceğini savunduğunu anlatan Yetiş, "Amacımız, toplumda bilimsel yaklaşımı hayat tarzı haline getirecek bir merak ve heyecan duygusu uyandırmaktır.

Vizyonumuz sadece bilim ve teknolojiyi takip ederek tüketen değil, dünyanın ruhunu ve ritmini yakalayarak atacağı adımları belirleyen öncü bireylerin yetişmesini desteklemektir" dedi.

"Merkezler, bilimi anlaşılır kılıyor"

Bilim merkezlerinin her yaştan insanı bilimle buluşturduğunu dile getiren Yetiş, merkezlerin bilim ve teknolojiyi toplum için anlaşılır ve ulaşılır bir hale getirdiğini, ziyaretçilerini denemeye ve keşfetmeye teşvik ettiğini, bilimin günlük yaşamdaki yerini ve önemini gösterdiğini aktardı. Yetiş, bilim merkezlerinin müfredatla uyum içinde hazırlandığını, deneysel ve uygulamalı etkinlikler içerdiğini söyledi.

TÜBİTAK'ın, bilim merkezi kurulması çağrısına büyükşehir belediyelerinin başvurabildiğini bildiren Yetiş, bu kapsamda çağrıya Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Mersin, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Sakarya ve Samsun illerinin başvurabildiğini ifade etti.

Başvuruda, il özel idareleri ve sanayi odaları ile yapılacak iş birliklerinin de önemini vurgulayan Yetiş, bu yıl içinde çağrı kapsamında sadece bir bilim merkezi projesinin
destekleneceğini ifade etti.

En fazla iki bin metre kare kapalı sergi alanının destek kapsamında olduğunu, proje başvurularının en az on bin metre kare kapalı alana sahip bir bina, bina planı ya da böyle bir binanın kurulabileceği büyüklükte bir arazi ile yapılacağını bildiren Yetiş, proje sözleşmesinin imza tarihi ile bilim merkezinin sergilerin kurulumuna hazır hale getirilmesi arasında geçen sürenin en fazla üç yıl olacağını söyledi.

Projede TÜBİTAK'ın sorumluluklarını anlatan Yetiş, Kurum'un bilim merkezinin kavramsal tasarımı, içeriğinde yer alacak temel ögelerin belirlenmesi ve temin edilmesi, merkezde yer alacak atölyeler ile yapılacak etkinliklerin, bilim merkezi yönetim ve işletme modelinin izlenmesi ve denetlenmesi konusunda sorumlulukları olduğunu belirtti.

Yetiş, proje yürütücüsü kuruluşun ise binanın çevre düzenlemesi, TÜBİTAK ile beraber projelendirilmesi, inşaatı ve bilim merkezinin işletilmesi konusunda sorumlulukları olacağını kaydetti.

TÜBİTAK'ın projedeki destek kapsamına değinen Yetiş, TÜBİTAK'ın bilim merkezinin içerik yönünden kavramsal ve şematik tasarımlarının yapılması, bilim merkezi sergilerinin tasarımı, üretimi veya hazır satın alınması, sergilerin nakliyesi ve kurulumu, atölye ve etkinliklerin içeriklerinin tasarımı, planlaması ve temini konularında karar verici, uygulayıcı ve fon sağlayıcı olacağını belirtti.

Yetiş, TÜBİTAK'ın projede yönetim ve organizasyonel yapılanma konusunda ihtiyaç duyulabilecek profesyonel destek ve personelin eğitimi konularında da karar verici ve fon sağlayıcı olacağını aktardı.

Proje çağrısında bütçe üst limitinin on iki milyon YTL olduğunu dile getiren Yetiş, proje yürütücüsü kuruluşun, bilim merkezinin üç yıllık işletme giderine ilişkin TÜBİTAK'ın uygun göreceği teminatı, bilim merkezinin açılışından önce vereceğini söyledi.

Kaynak : www.cnnturk.com

Japonlar uzaydan Dünya'ya kağıt uçak atacak


Japon bilim adamları, yeni uzay araçlarının yapımında kullanılacak bilgiler elde edebilmek amacıyla uzaydan Dünya'ya kağıttan uçak fırlatmayı tasarlıyor.

Japon bilim adamları, yeni uzay araçlarının yapımında kullanılacak bilgiler elde edebilmek amacıyla uzaydan Dünya'ya kağıttan uçak fırlatmayı tasarlıyor.

Japon Uzay Kurumu (JAXA) yetkilileri, Amerikan uzay mekiğine benzer kağıt uçaklarla laboratuvar şartlarında yaptıkları deneyleri uzaya taşımayı düşünüyor.

Tokyo Üniversitesi laboratuvarında yapılan deneylerde kullanılan 7 santimetre boyundaki kağıt uçaklar 7 "mach" (ses hızının yedi katı) hıza ve 200 santigrad derece sıcaklığa dayandı.

Bu şartlar, uzay araçlarının atmosfere girerken karşılaştığı şartlara benziyor. Kimyasal süreçlerden geçirilerek sıcağa ve hıza dayanıklı hale getirilen kağıttan yapılan uçaklarla yürütülen deneyler başarılı oldu.

Uzay yetkilileri, kağıt uçağın atmosfere girişinin, yeni uzay araçları geliştirilmesi konusunda yepyeni fikirler geliştirilmesini sağlayabileceğini düşünüyor.

JAXA yetkilileri, kağıt uçak deneyini üç yıla kadar yapmayı düşünüyor. Bir yetkili, "En büyük sorunumuz, kağıt uçağın nereye ineceğini bilemememiz. Atmosfere girer girmez rüzgarla savrulacaktır" dedi ve uçağı yerde bulabilmek için ya üzerine minik bir verici takacaklarını ya da çeşitli dillerde "Bulursanız bize haber verin" diye yazacaklarını söyledi.

İnsan-robot ortak yaşamının ilk adımla


NASA'da çalışan bilim adamları Dextre'ın ISS'e monte edilmesinin uzayda başlayacak olan uzun süreli insan-makine ortaklığının ilk adımı olduğunu söylüyorlar.

Uluslararası Uzay İstasyonu seyahatini tamamlayan Endeavour'un Dünya'ya dönmesiyle birlikte uzayın keşfinde sırada ne var sorusu sorulmaya başlandı.

NASA'dan Allard Beutel, "Yaptığımız iş robot bilimi. Robot bilimi bize Mars'ta ya da ayda doğal yaşam alanları içeren yapılar ya da başka çalışma istasyonları inşa edebilmemiz için ihtiyaç duyduğumuz her şeyi sağlıyor" diye konuşuyor ve ekliyor "Bu sadece bir başlangıç.

İnsanlarla robotların ortak yaşam alanları olacak. Bu güneş sistemine yayılabilmemiz için başlatılan uzun bir sürecin ilk parçası."

İnsanoğlunun uzayın keşfi için daha emekleme aşamasında olduğunu söyleyen Beutel, "Bir yerden başlamak zorundayız ve Dextre'ın montajı başlayabileceğimiz en iyi yerdi" şeklinde konuştu.

27 Mart 2008 Perşembe

Youtube Açıldı

Youtube AçıldıMahkeme tarafından yasaklanan video paylaşım sitesi YouTube Türkiye’den erişim sağlanamaması nedeniyle duydukları üzüntüyü belirtmişler, kapatma kararına neden olan videoların incelendiği ve YouTube içerik politikasına aykırı içeriğe sahip olmasından dolayı yayından kaldırıldığı bildirilmişti.
Ayrıca Türk kanunlarına aykırı olabilecek içeriğe ilişkin sorunları gidermek amacıyla yetkililerle işbirliğine her zaman hazırız” denilmişti.
Bu açıklamalar üzerine, 13 Mart’tan bugüne ‘yasak’ olan YouTube’a erişim biraz önce serbest bırakıldı.

Youtube konulan yasağın kalkması sevindirici, umarım böyle olaylar bir daha yaşanmaz.

Laleler için gen bankası kurulacak


Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde yürütülen bir projeyle Türkiye'yi adım adım gezen uzmanlar doğada son kalan lale soğanlarını toplayarak gen bankası oluşturuyorlar.

Osmanlı döneminde Anadolu'dan Hollanda'ya götürüldüğü bilinen lale günümüzde Hollanda ile özdeşleşirken, Türkiye'de doğal olarak yetişen lale türlerinin bilinçsizlik nedeni ile yok olma ile yüz yüze olduğu belirtiliyor.

Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünde TÜBİTAK desteği ile yürütülen "Türkiye Florasında Bulunan Lale ve Sümbül Türlerinin Kültüre Alınması" projesiyle, doğada bulunan lalelerin ve sümbüllerin korumaya alınarak ilerleyen yıllarda yapılacak ıslah çalışmalarıyla Türkiye'ye yeni lale çeşitleri kazandırılarak ülke ekonomisine katkı sağlanması amaçlanıyor.

Proje lideri Yasemin İzgi Saraç, "Anadolu'ya Türklerle gelen ve buradan da Osmanlı döneminde Hollanda'ya giden lalenin" yapılan bu çalışmayla yeniden eski önemine kavuşmasının hedeflendiğini söyledi.

Lale ve sümbülün Türkiye'nin pek çok bölgesinde doğal olarak yetiştiğini belirten Saraç, proje kapsamında üç kişilik bir ekiple Türkiye'yi karış karış dolaşarak doğal ortamdan lale soğanı topladıklarını anlattı.

Türkiye'nin doğal olarak florasında yetişen lale ve sümbüllerin, yapılaşma ve çiçek soğanlarının bilinçsizce sökülerek satılması nedeniyle yok olma ile yüz yüze geldiğini ifade eden Saraç, adeta doğada son kalan lale soğanlarını topladıklarını söyledi.

Topladıkları lale soğanlarını Enstitüye getirerek burada gen bankası oluşturduklarını belirten Saraç, bunun yanı sıra ülkemizde yetiştiriciliği yapılan 25 adet lale çeşidini de gözlem amaçlı ürettiklerini kaydetti.

Proje tamamlandığında tüm lale türlerini içine alan bir veri tabanına sahip olacaklarını, bu türlerin, çeşit haline getirilerek üretimini sağlayacaklarını ifade eden Saraç, lale üretimini yaygınlaştırarak, ekonomik bir değer olarak laleyi tarıma kazandıracaklarını bildirdi.

12 yıl sürecek

Projenin 12 yıl süreceğini ve ilk diliminin 3 yılı kapsadığını ifade eden Saraç, "TÜBİTAK tarafından desteklenen ve 12 yıl sürecek projeyle doğal lale türlerimize sahip çıkarak laleleri koruma altına alıp yok olmaktan kurtaracağız" dedi.

Samsun ve yöresinin kesme çiçek ve çiçek üretimi için oldukça elverişli olduğuna da işaret eden Saraç, Enstitüde normal şartlarda açık alanda lale üretimi yaptıklarını, yörede getirisi yüksek olan lale üretiminin kolaylıkla yaygınlaştırılabileceğini vurguladı.

Antarktika'dan Altındağ ilçesi kadar parça koptu


Küresel ısınma yüzünden Antarktika'dan neredeyse Ankara'nın Altındağ ilçesi büyüklüğünde parça koptu.

Uydudan alınan fotoğraflar, 569 kilometrekarelik yüzeye sahip devasa parçanın Antarktika'dan ayrıldığını, bunun 414 kilometrekarelik kısmının da dağılıp gittiğini gösteriyor.

Colorado Üniversitesi Kar ve Buzulları İzleme Merkezinin tespitine göre, parçalanma 28 Şubat'ta 25,5 km boyunda 2,4 km eninde dev bir parçanın aniden kopmasıyla başladı.

Bu kopuş, Wilkins platosunun parçalanma sürecini tetikledi ve 12 bin 950 kilometrekare yüzeye sahip platodan 569 kilometrekarelik parça koptu.

Uzmanlara göre, bu hızla devam ederse yakın gelecekte bölgedeki buzul tabakasının yarısı yok olacak.

Ted Scambos adlı uzman, yaklaşık 1500 yıldır var olduğunu düşündükleri Wilkins platosundaki parçalanmaya sıcak hava ve okyanus dalgalarının yol açtığına işaret etti.

Antarktika'da yaz sona erdiğinden, bilim adamları önümüzdeki aylarda Wilkins'ten yeni parçaların kopmasını beklemiyor.

1995 yılında da 75 km boyunda 37 km enindeki Larsen A platosu Antarktika'dan ayrılıp Weddel denizinde parçalanmıştı.

Larsen B platosu da 2002 yılında kopup parçalanmıştı. Uzmanlara göre, son 50 yıl içinde Antarktika küresel ısınma yüzünden en az 13 bin kilometrekare eridi.

Endeavour uzay mekiği Dünya'ya döndü


Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) istasyonun inşasının son halkası, Japon yapımı uzay laboratuvarının ilk parçasını götürme görevini yerine getiren mekik, ABD'nin Florida eyaletindeki Kennedy Uzay Merkezi'ne indi. Mekik, yörüngeye 11 Mart'ta fırlatılmıştı.

Japonlar, Çin'in uzay programına karşı uyardı


Japonya Ulusal Savunma Araştırmaları Enstitüsü, uluslararası toplumun, askeri potansiyeli nedeniyle Çin'in uzay programını yakından takip etmesi gerektiğini bildirdi.

Japon düşünce kuruluşunun yayımladığı raporda, Çin'in gelecek yıllarda uzay programıyla daha etkin ilgilenmesi olasılığının yüksek olduğu, çünkü böyle bir gelişmenin ABD'yle askeri rekabete ulaşmaya çok önemli katkısı bulunacağı belirtildi.

Çin'in uzay programının ordusuyla güçlü bağları olduğu, fırlattığı ve idare ettiği uyduların çoğunun ordu tarafından kullanıldığına inanıldığı ifade edilen raporda, "Çin'in uzay programındaki eğilimleri izlemeye devam etmek uluslararası toplumun çıkarına olacaktır" denildi.

Çin'in, kullanılmayan uydularından birini geçen yıl ocakta balistik füzeyle vurması, aralarında Japonya'nın da bulunduğu pek çok ülkeyi alarma geçirmişti. Çin, bu denemeyi tekrar etmeyeceğini bildirmişti.

Brezilya'da 62 milyon yıllık timsah fosili


Brezilya'da bulunan yaklaşık 62 milyon yıllık bir deniz timsahı fosili, Rio de Janeiro'da bilimadamlarınca inceleniyor.

"Guarinisuchus munizi" (Deniz Savaşçısı) adı verilen fosil, Pernambouc eyaleti kıyısındaki kayalarda bulundu.

Brezilyalı Paleontolog Maria Somalia Viana, Rio de Janeiro'da düzenlediği basın toplantısında, fosilin yaklaşık 62 milyon yıllık olduğunu tahmin ettiklerini belirterek, fosili bulunan timsahın 55-65 milyon yıl önceki Paleosen döneminde yaşayan "Dyrosaurides" grubundan olduğunu söyledi.

Timsah fosilinin kafatası, alt çenesi ve omur kemiğini inceleyen araştırmacılar, bu tür timsahların atalarının Afrika'da 200 milyon yıl önce yaşadığını belirtti.

Araştırmacılar, ilk kez Afrika kıtasında görülen bu timsah türünün, Güney Amerika ve Kuzey Amerika'ya da yayıldığını söyledi.

O dönemde Afrika kıtasıyla Brezilya'nın en kuzeydoğusundaki toprakların bugünkünden çok daha yakın olduğu belirtildi.

Timsahın deniz hayvanlarının tipik özelliklerine sahip olduğu ve balıklarla beslendiği kaydedildi.

26 Mart 2008 Çarşamba

Nasreddin Hoca Kimdir?

Nasreddin Hoca, Türk folklorünün kişiliği etrafında mizahi hikayelerin şekillendiği ünlü bir figürü.

Tarihçe

Yazıya geçirilmiş ilk Nasrettin Hoca hikayesini burak'un hayatını anlatan Saltukname içermektedir. Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Cem'in (sonradan Cem Sultan ismiyle tarihe geçecektir) şehzadeliği esnasında verdiği talimat üzerine Ebülhayr Rumi tarafından Saltukname yedi senelik bir çalışma sonucunda Türk sözlü geleneğinden toplanarak 1480 yılında tamamlanmış ve kitaplaştırılmıştır.

Abdullah Efendi´de başlamış ve tahsilinin sonunda babasının yerine köyünde imamlık yılında vefat ettiği şeklindeki rivayet göz önüne alınırsa, onun, Selçuklular devrinde yaşadığını ve Timur Han ile görüşmediğini dikkate almak gerekir.


Kişiliği

Nasreddin Hoca, ömrünü insanlara doğru yolu gösteren, iyilikleri bildiren, doğruya sevkeden ve kötülüklerden sakındıran bir veli idi. Bu işi yaparken tabiatı icabı kendisine has bir yol tutmuştur. Böylece hakkın anlatılması ve cemiyetteki bozuk yönlerin düzeltilmesi için, meseleyi halkın anlayacağı bir dil ve üslub ile, gayet manidar latifeler halinde kısa ve öz olarak dile getirmiştir. Latifeleri hikmet ve ibret dolu birer darb-i mesel gibidir. Bu bakımdan adına uydurulan edep dışı ve nükteden uzak bir takım fıkraların onunla ilgisi yoktur. Manidar latifeleri önce yakın cevresinde şifahi olarak dilden dile dolaşmış, sonraları git-gide yayılmış ve zamanla bir takım değişikliğe uğramıştır. Bu sebeple onun olmayan bir takım bayağı fıkralar da ona mal edilerek anlatılmıştır. Yapılan ilmi çalışmalar, onun ilim ve edeb sahibi bir veli olması, söz konusu sıradan basit fıkraları söylemediğini açıkca göstermektedir. Ayrıca, Nasreddin Hoca´nın efsanevi bir kişi değil, on üçüncü asırda Anadolu Selçukluları zamanında yaşamış salih bir müslüman olduğunu ortaya çıkarmıştır. Çünkü onun nükteleri, bir insanın başından geçen gülünç hadiselerin ifadesi değil, görünüşte güldürücü aslında ince hikmetleri dile getiren, düşündürücü latifelerdir. Ayrıca Türk milletinin zeka inceliğini, nükte gücünü en iyi şekilde yansıtan bu nüktelerin belirli vasfı; Allahü tealanın emir ve yasaklarını bir latife üslubu ile bildirmesidir. Bu latifelerin toplandığı eserlerden biri, Londra´da British Museum´da. Haza Terceme-i Nasreddin Efendi Rahme başlıklı yazma eserdir. Ancak bu eserdeki latifelerin bir kısmı, onun üslubuna ve nükte tekniğine uymamaktadır. Nitekim eserin sonunda bu durum: "İşte Nasreddin Efendinin kibar-ı evliyadan (Evliyanın Büyüklerinden) olduğuna şek ve şüphe yoktur. Merhumun bu kıssalardan haberi var yok böyle yazmışlar. Her kim okuyup tamamında bu merhumun ruhu için bir Fatiha bağışlarsa, Hak sübhane ve teala ol kimsenin ahir ve akibetini hayr eyleye" şeklinde belirtilmiştir. Ayrıca, Nasreddin Hoca adlı eserde başka nüktelerine yer verilmiştir.

Nasreddin Hoca, fert ve toplumu her yönüyle çok iyi tanımış, insanların aile, komşuluk, dostluk, ticari münasebetlerine ait cemiyette gördüğü aksak yönleri düzeltmek ve nasihat etmek maksadıyla nüktelerle dile getirmiş, düşünmeye ve doğruya sevk etmiştir. Sosyologlar ve psikologlar, insanı ve cemiyeti tanıyıp, çeşitli yönlerini incelemek için onun latifelerinden çok istifade etmişlerdir.

Nasreddin Hoca fıkraları, batı dillerine de çevrilmiş ve bu dillerde Hoca hakkında mühim neşriyat yapılmıştır. Bunlar arasında Pierre Mille´in Nasreddin et son epouse adlı kitabı, Edmonde Savussey´in La Litterature Populaire Turque adlı eserindeki Nasreddin Hoca bölümü, Jean Paul Carnier´in Nasreddin Hoca et ses Histoires Turques adlı eserleri zikretmek yerinde olur.


Kaynak: tr.wikipedia.org

Youtube krizinde son durum

Youtube yönetiminden gelen açıklama internet kullanıcılarını sevindirecek...

Görüntü paylaşım sitesi YouTube'dan yapılan açıklamada, ''son kapatma kararına neden teşkil eden videoların incelendiği ve YouTube içerik politikasına aykırı içeriğe sahip olmasından dolayı yayından kaldırıldığı'' bildirildi. YouTube'dan yapılan yazılı açıklamada, Türk kullanıcıların şu anda YouTube'a erişememesinden üzgün olunduğu belirtildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: ''Son kapatma kararına neden teşkil eden videoları inceledik ve YouTube içerik politikasına aykırı içeriğe sahip olmasından dolayı yayından kaldırdık. YouTube'a Türkiye'den kısa bir süre içerisinde erişimin tekrar sağlanmasını bekliyoruz.

YouTube olarak Türk kanunlarına aykırı olabilecek içeriğe ilişkin sorunları gidermek amacıyla yetkililerle işbirliğine her zaman hazırız.''

Adamlara durumu bildirseler o vidyoları hemen kaldırırlardı.
Diyalog yerine sansürü tercih etmek hataydı.
Bu uygulama ile dünyaya rezil olduk bence.

Garsonu gıcık etme yolları

Garsonu gıcık etme yolları
-hoşgeldiniz, ne alırdınız?
-sprite var mı?
-var efendim.
-o zaman bir light cola alıyım.
-?!


- buyrun ne alırdınız efenim?
- cola varsa bi çay getir de ayran içelim
- ??!!!

-hoşgeldiniz ne arzu edersiniz
- şey ben arkadaşımı bekliycektim
- peki efendim
- ama dur ya sen bana bi kola getir
-peki efendim
- ama dur yaa arkadaşım gelsin sonra
-tamam nasıl arzu ederseniz
- ayyy ama sen bana en iyi bi tost yap
- tamam
- ama dur
-.....


- HoşgeLdiniz, bişi aLırmısınız..
+ Hayır çocuğum biz sadece oturmaya geLdik buraya


-buyrun efenim ojgeldiniz.ne arzu edersiniz
+sıcak süt var mı?
-efet efenim
+lütfen soğutup da getirirmisiniz


G : ne alırdınız
m : ne vardı
g : aclı adana , urfa kepab
m : acılı antalya yok mu ?
g : .....


+Bundan var mı?
-Var
+Ya bundan?
-Var
+Peki ya bu
-Var..
+Ya bu
-Var..
+....
-Var
+...
-Var
+...
-Var
+ O zaman şundan getir..
-Ondan maalsef kalmadı..
+Ne biçim yer yahu burası hiç bişi yoq..


G:Hoşgeldiniz efendim ne arzu edersiniz?
M:yiycek bişiler istiorum
G:ne gibi bişiler isterdiniz
M:karnımı doyuran bişiler
G:tabi efendim de istedigin özel bişi var mı?yoksa size bilmem ne menümüzden verelim.Doyurucudur.
M:ne demek o istediginiz özel bişi var mı falan?
G:yanlıs anladınız efendim ben sadece....
M:kesss iki lokma bişi yiycektik içine ..ıctın
vazgectim tokum ben sen bana soguk bişiler ver
G:tabi efendim.Ne içersiniz?
M:soguk olsun..Böle ferahlayabilecegim bişiler
G:tabi efendim hemen bir kola getirebilirim
Mnden kola istedigimi hatırlamıyorum.Bana saydın mı sunlar bunlar var die de secmemi bekliosun kardesim


+buyrun ne alırdınız
-bişi almicass
+nasıl yanii
-bi sigara içip çıkcam



+hoşgeldiniz
-tost
+nasıl olsun efendm
-tost
+anladım tost
-madem anladın hani tost
+??

85'Lik Dede

85 yaşından bir adam doğum hanenin kapısında
beklemektedir doğum haneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:

DOKTOR--"içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"

DEDE--"Evet, eşim."

DOKTOR--"Ama bayan 25 yaşlarında..."

DEDE--"Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz. mıyım yani?"

DOKTOR--"Yoo, aklıma benim dedem geldi de."

DEDE--"Nesi varmış dedenizin?"

DOKTOR--"Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı.Ancak yaşlanınca
zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye.Kendisi Israr etti ve hazırlandı. E, tabi yaşlılık,çıkarken tüfek yerine baston aldı eline.
Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol
yürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu,doğrulttu ve
geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü..."

DEDE-"Olur mu, başkası vurmuştur onu.

"DOKTOR-"Ben de onu demeye çalışıyorum işte

Akılla Zeka arasındaki fark nedir ?

Akıl ile zeka arasındaki fark nedir?

Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zeka bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle ölçülebilir.

Reklam Hataları

NTV-MSNBC
İxir´in kokoreççisi ile mısırcısı NTV-MSNBC´den bahsederken kamera değişimlerinde arkadan geçen insanlar kaybolup varoluyor.

UNIDERSITE
Yolda konuşan teyzenin arkasında aynı olay iki kere oluyor. 2 öğrenci, bir bayan ve bir şişman kadın aynı şekilde geçiyor.

WEBBEE
Webbee paketi olan çocuk arkadaşlarının yanına geliyor. Bilgisayarda bir saat var. Ve şunu söylüyor: "Way, internet olayını halletmişsiniz?" Peki nereden anlıyor net´e bağlandıklarını? Ayrıca yine aynı şahıs: "Benim internetim sınırsız" diyince, diğerleri büyük bir şaşkınlıkla: "Hadi yaaa..." diyor. İyi de sınırsız internet imkansız bir şey mi? Bir de bu çocuk, ACE´ci Ayşe Teyze gibi internet paketini yanında taşıyor.

SUPERONLINE (Oyun)
Tek tuş Okay Bey de notebook´u ile internete cep telefonsuz bağlananlardan.

TELSİM (Ajda Pekkan)
Ajda Pekkan kendisini arayanı kandırmak için telefonu kulağına götürüp "Aradığınız aboneye şu anda ulaşılamıyor" diyor. Ama bunları telefonu cevaplamadan söylüyor.

TELSiM (Cep Voice)
Sinemada adamlar tam kalkarken kimse alkışlamıyor ama hala alkış sesi var. Kamera değişir değişmez seyirciler alkışlamaya başlıyor.

TELSİM (In)
Telsim´in reklamlarından biri de "Şimdi Telsim In" Yani 6 senedir "Out" olduklarını kabul ediyorlar.

SABAH (Pokemon)
Pokemon oyunları ile oynayan çocuklar birer birer ekrana geliyor ve ekranın altında isimleriyle, bulundukları iller çıkıyor. İstanbul, Ankara, Afyon gibi. Reklamın sonunda ise aynı çocuklar hep beraber Pokemon oynuyorlar. Türkiye´nin dört bir yanından gelip oynanacak kadar önemli bir oyun demek ki...

HÜRRİYET (Dijital Kamera)
Dijital kameraya kaydedilen görüntü kablo yardımıyla TV´ye aktarılıyor fakat daha kabloyu takmadan görüntü TV´de beliriyor.

NISSAN ALMERA
Almera´nın dönme çapının çok az olduğundan bahsediliyor ve dar bir yolda aracın sadece bir manevrayla nasıl "U" dönüşü yaptığı gösteriliyor. Ancak araba tam dönerken araya "Almera´ya bakan bir adam"ın görüntüsü geliyor ve biz aracı tam olarak dönmüş bir şekilde görüyoruz. Aslında o arabanın oradan dönmesi imkansız.

RENAULT SCENIC
Reklamda el freni kendi kendine inen ve şarkı eşliğinde yokuştan aşağı kayan bir Scenic var. Ama el freni boşalan arabayı ben ne yapıyım?

GARANTİ
Reklamda Güven Kıraç bir banka şubesine gelerek "Alo Garanti"nin reklamını yapıyor.
1-Cep telefonundan "Alo Garanti"yi aradıktan sonra "YES" diyerek arıyor. Ancak Panasonic cep telefonlarında "YES" diye bir tuş yok.
2-Reklamdaki şube oldukça boş. Keşke öyle olsa.

AKBANK
Ofis Boy, şirketinin işlemlerini internet şubesinden halledip bol bol zaman kazanıyor. Ancak şirketin hesabının şifresini patronundan habersiz nasıl alabiliyor?

ŞEKERBANK
Bankadan kredi alan bayan, bir ürünü peşin fiyatına taksitle alma imkanı varken neden tık para kaç para diye soruyor?

PAMUKBANK
Şener Şen, bir internet cafeye gelip bankacılık işlemlerine başlıyor.
1-Öncelikle bilgisayara sertifika yüklemesi lazım.
2-Mouse yerine klavyeyi kullanıyor. Üstelik çok hızlı.
3-Banka şifresini arkasındaki herkes görüyor.

MİGROS
Migros´a giren Kanguru raflara indirim kartı takıyor ama onları koymakla fiyat değişmez ki... Barkodların değişmesi lazım.

TELEFUNKEN
"TV taşıyan bir adam"ı trafik levhası yaparak yol kenarına koymuşlar. İlk şoför "Aaa bu ne ya" diyerek duruyor ve önünden insanlar geçiyor. Reklamın sonunda ise başka bir şoför levhayı görüyor ve durarak önündeki insanları seyrediyor. Ancak her iki şoförün gördüğü insanlar aynı. Her iki yerde de aynı çekim kullanılmış.

KOSLA HALI
Kosla´yı halıya sıkmak için dolabı biraz itiyorlar ama bir sonraki çekimde dolap çok uzakta.

CALGON 1
Calgonit kullandığını söyleyen kadın: "Ben yıllardır kullanıyorum ve makinem hala tıkır tıkır çalışıyor" diyor. Ama arkasında görülen çamaşır makinesi son model ve yepyeni duruyor.

CALGON 2
Bir uzman sudaki kirecin çamaşır makinesine ne kadar zararlı olduğunu anlatıyor ve arkada bir kadın beliriyor. Ev hanımı bu işi o kadar iyi biliyor ki makinesinin arızasını bulmuş, parçasını sökmüş ve getirmiş. O kadar işi yapmış ama parçanın yenisini takamamış.

REJOICE
Bir alışveriş merkezindeki banka genç çift oturuyor. Kızın saçını okşarken erkeğin eli takılıyor ve bir türlü çıkmıyor. Sonra bir çift daha geliyor. Rejoice kullanan kızın saçını okşarken erkeğin eli takılmıyor. İyi de oradaki banka oturup saç okşamak zorunlu mu?

GILETTE Mach 3
Mach 3, 3 bıçağıyla tüm sakalı temizliyor. Önceki reklamlarda da 2 bıçaklı Sensor tüm sakalı temizliyordu. Eee ne oldu peki? Acaba bunun 4´lüsü ne zaman çıkıyor?

CLIO SYMBOL
Arkadaşı araba sahibine soruyor: "Ne yaptın. Para biriktirdin mi bari" Cevap: "Merak etme. Hayatın emniyette" Ne alaka?
Sonra araç lastiği sağa dönük bir şekilde duruyor. Ama iki arkadaş arabadan indiğinde ön lastik dümdüz.

DESI ALARM
Aracının çalınmaması için sahibi arabayı parmağına bir iple bağlıyor.
1-İp kesilmez, onun için çok güvenli bir yol.
2-Hırsız arabayı çalıp götürürken arkadaşımız hayatına arabanın arkasında sürünerek devam edecek.

FALIM
Traktörüyle sahile gelen ve sarı VW´si olan kızı ayarlayan köylünün olduğu reklamda 3 araç, 3 kere yer değiştiriyor. Birbirlerine yaklaşıp uzaklaşıyorlar.

JACOBS
Apartman toplantısı kavgalı bitiyor ve herkes evine gidiyor. Ev sahibi ise bir fincan kahve yaparak penceresinin kenarına koyuyor. Kahve kokusuyla beraber üst katlardaki evlerin ışıkları bir bir yanıyor.
1-Daha önceden yukarı çıkan komşular karanlıkta mı oturuyor?
2-Kahve kokusu, dairelerin içine kapalı olan pencerelerden nasıl giriyor?

TANG
Nine ile torun beraber bir sürahi Tang yapıyor ve hepsini içiyorlar. Sonra evin annesi geliyor ve "Aaa hazır vardı, niye yaptınız" diyerek buzdolabından bir sürahi daha Tang çıkarıyor. İyi de anne dolaptaki Tang´i içmediklerini nereden biliyor.

PEPSİ
Ramazan ayı´nda yayınlanan reklamda genç çocuk Pepsi´yi isteyene kadar imsak vakti geliyor. Ancak imsak vaktinde hava aydınlık.

KOMİLİ SIRMA
Evin hanımı kocasına yemekleri yasaklıyor ve yaptığı böreğin üstüne bir kafes koyuyor.
1-Adam, çatalını kafesin üstünden içeri sokarak börekten almaya çalışıyor ve doğal olarak başarısız oluyor. Kafesin en altından çatalını soksa rahatlıkla böreği alabilecek.
2-Karısı, adama eziyet çektirmek için mi yemek yapıp önüne koyuyor ve kafes geçiriyor.

Meyveler ve kişiliğiniz

Iste sana karakterini ögrenmen için ücretsiz super bir firsat…
Hayal et simdi….Ormandasin, nehrin kenarindan yürüyorsun. Bir kulube görüyorsun. Kapiyi itip açiyorsun. Sag tarafta 7 küçük yatak ve ortada küçük yuvarlak bir masanin etrafinda 7 küçük sandalye var. Masanin ortasindaki meyve tabaginda da 5 çesit meyve var.

a. Elma
b. Muz
c. Çilek
d. Seftali
e. Portakal

Hangi meyveyi seçersin? Seçenegin meyve senin karakterin hakkinda bilgi verecek.


SONUÇLAR:
a. eger elmayi seçtiysen: bu demektir ki sen elma seven birisin.
b. eger muzu seçtiysen: bu demektir ki sen muz seven birisin.
c. eger çilegi seçtiysen: bu demektir ki sen çilek seven birisin.
d. eger seftaliyi seçtiysen: bu demektir ki sen seftali seven birisin.
e. eger portakali seçtiysen: bu demektir ki sen portakal seven birisin.

4 Rahibe

4 rahibe ölmüs ve cennet cehennem sınırında sorgulamaya alınmışlar. Sorgulama meleği demiş ' şimdi herkes sırayla dünyadayken işledigi en büyük günahı anlatsın. Sakın atmayın tespit ederiz. 1. rahibe ben hayattayken bir kere penise dokunmustum parmağımın ucuyla demiş melek hangi parmağınla diyince sağ elinin isaret parmağını göstermiş. Melek: Tamam yavrum şimdi git ve günahı işlediğin o parmağı yan taraftaki kutsal suya sokarak arın günahlarından demiş. 2. Rahibe ben hayattayken bir kere penisi tutmuştum Melek: hangi elinle demiş. Sag elini kaldırmış 2.rahibe, melek de ona gidip o elini yandaki kutsal suya sokarak günahlarından arınmasını ögütlemiş. Bu sırada 3. rahibeyle 4. rahibe aralarında fısıldaşıyolarmış. Sonra aniden yer değiştirmişler. Sorgulama meleği bunu farkederek: 'Bir dakika ne oluyor, siz niye yer değiştirdiniz ' diye sorunca daha önce 4. sırada olup 3. sıradakiyle yer değiştiren rahibe: ' İzin verirseniz, arkadaş kutsal suya g.tünü sokmadan ben bi ağzımı çalkalayıp çıkayım efendim...

Super, koptum bu fıkraya...

Satılık Jenerik Domainler

Bütün domainlerin kayıt ve bitiş tarihi aynıdır, hepsi isimtescilde kayıtlıdır.
* Kayıt Tarihi : 26.03.2008
* Bitiş Tarihi : 26.03.2009
* Registar : isimtescil
* Transfer Ücreti : ücretsiz
* Fiyat : 10 ytl
* Ödeme : Ziraat Bankası
* iletişim : Tekliflerinizi ankaraguclu2005(at)yahoo(dot)com Mail Adresine gönderiniz.

haluk.info
menekse.info
nergis.info
gonca.info
yalnizlik.info
kutsi.info
abaza.info
dopdolu.info

25 Mart 2008 Salı

Tavuğa tecavüz iddiası...

SAKARYA (İHA) - Sakarya'nın Karasu ilçesinde 17 yaşındaki bir genç, komşusunun tavuğunu tecavüz ederek öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alındı.

Alınan bilgilere göre, Karasu'ya bağlı Konacık köyünde önceki gün meydana gelen olayda, 17 yaşındaki T.H., İstanbul'da yaşayan komşusu F.K.'ye (38) ait evden çıkarken, çevredeki vatandaşlar tarafından görüldü. Komşularının haber vermesi üzerine F.K., İstanbul'dan köydeki evine geldi.

Evdeki eşyaların dağınık olduğunu gören F.K. ayrıca kanlı bir erkek pantolonu ile bir de tavuk ölüsü buldu. Yapılan inceleme sonrasında pantolunun T.H.'ye ait olduğu belirlenirken, tavuğun da tecavüz edilerek öldürüldüğü tespit edildi.

Jandarma tarafından gözaltına alınan ve suçlamaları kabul etmeyen T.H., yaşının küçük olması nedeniyle Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi'ne teslim edildi.

Bu yapılana olsa olsa 'ayılık' denir; ama ben demiyim, yine de susim...

Endeavour'un dönüş yolculuğu başladı


ABD'ye ait uzay mekiği Endeavour'un Dünya'ya dönmek üzere Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (ISS) ayrıldığı bildirildi.

ISS'te kaldığı 12 gün boyunca kurulması planlanan Japon yapımı uzay laboratuvarının ilk parçasını götürme görevini yerine getiren mekiğin gece ABD'nin Florida eyaletindeki Kennedy Uzay Merkezi'ne inmesi bekleniyor.

Dünyaya dönüşten önce biraz keyif

Endeavour'da yaklaşık bir aydır bulunan Fransız astronotu Leopold Eyharts, yörüngeden ayrılma konusunda karışık duygulara sahip olduğunu belirterek, "Şüphesiz ki, bu istasyonda uzun süre bulunmaktan hoşlandım, fakat sanırım artık benim için eve dönme vakti" diye konuştu.

Astronotlar, beş uzay yürüyüşünün ardından uzay istasyonu kompleksinde rahatlayarak kalan zamanlarını geçirdiler. Arkadaşlarına e-posta gönderen astronotlar, aileleriyle internet vasıtasıyla konuştular.

Astronotlardan Michael Foreman, harika zaman geçirdiklerini belirtip " Fakat, tek düşündüğümüz şey Dünya'ya dönmek" şeklinde konuştu.

Neler yaptılar?

12 Mart'ta Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaşan Endeavour'daki astronotlar, beş uzay yürüyüşü yaptı. Bu yürüyüşlerde Dextre adlı Kanadalı robot kuruldu ve bazı arızalar giderildi.

10 astronot dönüşün ardından bir basın toplantısı düzenleyecek.